Şimdilerde çocuk yetiştirmede anne babaların en büyük yardımcısı tabletler, cep telefonları. Ver çocuğun eline, oyalansın. E haksız mıyız, işten güçten bitap düşmüşüz zaten. Dinlenmek, kendimize vakit ayırmak için azıcık zaman kalıyor; bir de nasıl uğraşacağız, pedagojik yaklaşım, çocuğun duyusal, bilişsel, gelişimsel ihtiyaçları vs… O yüzden anahtar kelimemiz oyalamak.
Biz çalışırken de kreşte, anaokulunda oyalandı mı tamam. Daha fazlasını mı istiyorsunuz, daha özel özel okullar, kreşler var. Bastır parayı, gelsin Montessori, Waldorf. Paran kadar özen, paran kadar pedagoji. “Bu işler devletin sorumluluğunda olmalı, ülkenin her köşesinde her yaştaki çocuğa belli bir standartta eğitim sağlanmalı” diyorsunuz haklı olarak. Ama aklınıza son müfredat değişiklikleri geliyor. “Devlet elini tümden çekse daha mı iyi acaba?” diye düşünmeden edemiyorsunuz. Neyse, işte böyle bir sarmalın içinde debeleniyoruz biz anne babalar.
Gerçekten tablo vahim. Ama biz, Seferihisar’da yaşayanlar biraz şanslıyız belki de. Neden mi, Türkiye’nin ilk Çocuk Belediyesi bizim kentimizde… Göstermelik bir şey değil üstelik. Kendine göre bir yönetmeliğe sahip, seçimle oluşan kurulları ve bir başkanı olan, toplantılara katılan, kent yönetiminde fikri alınan bir kurum. Ve bünyesinde organize edilen etkinlikler, kurslar, atölyelerle; genç, eğitimli ve işine bağlı kadrosuyla, çocuğunuzu gönül rahatlığıyla ve gelişimine faydasından kuşku duymaksızın emanet edebileceğiniz bir yapı.
Şimdi Çocuk Belediyesi yeni bir merkeze kavuştu. Ne yaptıklarını ve daha neler yapacaklarını Çocuk Belediyesi Sorumlusu Levent Şeşen’e sorduk:
– Beş yıllık bir geçmişimiz var. Bir ilk olarak Türkiye’de model ya da örnek alabileceği bir yapı olmamasına rağmen hep daha iyiye gitti Çocuk Belediyesi. Elbette hâlâ eksiğimiz, yapacak çok işimiz var. Bu noktada yeni merkezimizin tamamlanması çalışmalarımıza büyük bir itilim sağlayacak.
Yeni tesisimiz toplam 3500 metrekarelik bir alana yayılıyor. Eski yapımıza ek olarak, Adile Naşit ismini yaşatacağımız yeni binamızda 113 metrekarelik bir sahne ve gösteri alanı, tribün, iki adet kulis ve iki adet ofis bulunmakta. Ayrıca park bölgemizde dört tane ahşap atölye odamız, oyun parkımız, mini spor sahamız, seramız, sokak satrancımız var.
Tesislerimizde 17 branşta 33 grupla gitar, çello, keman, piyano, modern danslar, halk oyunları, tiyatro, akıl oyunları, satranç gibi sosyokültürel çalışmalar yapıyoruz. Çocuklarımızın bilim atölyeleri, arkeoloji atölyeleri, masal atölyeleri, tarım atölyeleri gibi farklı çalışmalara katılmalarına olanak sağlıyoruz. Ayrıca çocuklarımıza ve ebeveynlerimize ücretsiz psikolojik danışmanlık hizmeti vermekteyiz. Tamamen trafikten izole, güvenli bir alandayız. Oyun gruplarımız engelli çocuklarımıza göre düzenlendi. 7/24 güvenliğin bulunacağı, kamera ile takip edilen güvenlikli bir alan olacak.
Çocukların temel ihtiyaçlarının hepsini bu alanda karşılamalarını amaçladık. Park içerisinde yetişkinlere kapalı çocuk tuvaletlerimiz, çeşmelerimiz, kantinimiz var.
– Ahşap kulübelerde ne yapıyorsunuz?
– Onlar bizim atölyelerimiz. Bir tanesi yaylı çalgılar atölyesi. Keman ve çello derslerimiz var. Bir tanesi piyano atölyesi. En büyüğü resim atölyesi. Bir tanesi de masal atölyesi olacak. Yeni tesisimiz bir eğitim kampüsü gibi oldu gerçekten. Bir binadan çıkıp alanın tamamına yayıldı çalışmalarımız. Bu tam istediğimiz şeydi aslında. Havalar ısındıkça bu çalışmalardan bazıları atölyelerin önünde, park içerisinde, bazıları sahnede yapılacak. Böylece çocuklar farklı çalışmaları izleyebilecekler, merak edecekler, heves duyacaklar ve seçim yapma şansına sahip olacaklar. Sahnede halk oyunu çalışmaları, tiyatro çalışmaları, dans çalışmaları gerçekleşirken parkta oynayan çocuklar tribüne geçip izleyebilecek. Sahnedeki çocuklar sahne korkularını yenecekler. Öte yanda parkta resim dersleri gerçekleşecek. Şenlikli bir eğitim alanı olacak yani. Bir grubun içerisinde, bir topluluğun önünde yeteneklerini geliştiren, sergileyen çocuğun özgüvenindeki gelişimini düşünün.
– Bu tür etkinliklerinizin çocuklar üzerindeki etkisini gözlüyor musunuz?
– Gözlüyoruz elbette. En açık geri dönüşleri ise ailelerden alıyoruz. Birkaç gün önce bir çocuğumuzun annesi anlatıyordu örneğin. İlkokula yeni başlayan, daha önce yaklaşık bir buçuk yıl bizim gruplarımıza katılan bir çocuğumuzun annesi… Oğlunun okula ve sınıfına entegrasyonu, özgüveni, kendisini ifade edebilmesi bakımından diğer çocuklardan nasıl farklı olduğundan bahsediyordu. Çocukların bu nitelikleri kazanmasında bir katkımız var kuşkusuz. Çocukların özgüven kazanması, talep edebilmesi, bence bunlar en önemli şeyler. Çocuk Belediyesi’nin çalışmalarında yer alan çocuklar talep etmeye alışıyorlar. Bu şımarıklık gibi algılanmasın lütfen. Toplumun bir parçası onlar, burada onu hissediyorlar, hakları olduğunu öğreniyorlar. Pek çok şeyi onlara soruyoruz, onların fikrini alıyoruz. Bu parkı hazırlarken hep onların fikirlerini aldık örneğin, parkta tuvalet olur mu olmaz mı, neye ihtiyaç duyarsınız parkta diye hep onlara sorduk. Bu parkın kendilerine ait olduğunu, söz sahibi olduklarını, talep edebileceklerini biliyorlar. Beş altı yaşındaki çocuk küçüklerin alanında oynayan bir büyüğü uyarabiliyor, alanın içerisinde sigara içen bir anneye “dışarı çıksan daha iyi olur” diyebiliyor. Ülkenin geleceğinin de özgüveni yüksek, talep edebilen çocuklara ihtiyacı var.
– Burası bütün çocuklara açık mı?
– Kesinlikle. Eğitimlerimizin, kurslarımızın hepsi ücretsiz. Tabii ki bazılarında kontenjanımız sınırlı oluyor. Bu durumda sıraya alıyoruz ve er geç sıra geliyor. Etkinlikler tamamen ücretsiz, dağıtılan materyaller ücretsiz. Hepsi sadece çocukların faydalanmaları için. Ayrıca oyun parkımız ve diğer alanlarımız da, kurslarımıza katılsın ya da katılmasın, bütün çocuklara açık. Üstelik gece gündüz. İsterseniz gece yarısında uyumayan çocuğunuzu getirebilirsiniz. Şöyle bir parkta dolaşır biraz oynarsa belki yorulur, temiz havada uykusu gelir, eve dönüp şansınızı yeniden denersiniz.
– Böyle bir tesisin örneği var mı başka yerde?
– Bildiğim kadarıyla ve buraya dönem dönem ziyarete gelen diğer belediyelerin yetkililerden öğrendiğim kadarıyla yok. Başka yerlerde daha büyük oyun parkları olabilir, daha büyük derslikler atölyeler olabilir, ama sahnesiyle, serasıyla, parkı bahçesiyle hepsinin bir arada olduğu başka bir tesisin varlığını duymadım. Seferihisar bu bakımdan da bir ilk. Belediyemizin tüm müdürlükleri bu tesisin yapımında ellerini taşın altına koydular. Üstelik bu tesis yapılırken mevcut yapıyı hiç bozmadan, tek bir ağaç kesmeden, yeni yeşil alanlar kazandırarak ve bu da çok önemli, tamamen kendi öz kaynaklarına dayanarak yaptı belediyemiz. Bu da Seferihisar Belediyesi’nin çocukları gerçekten ne kadar önemsediğinin bir göstergesidir.
Bir cevap yazın