Yine uzunca bir aradan sonra buluştuk. Her sayının sunuşunda derginin çıkışının gecikmesi üzerine birkaç satır kelam ederdik, artık ne yapacak esprimiz ne öne sürecek bahanemiz kaldı. Belki de kabul etmeliyiz ki tembeliz.
Önceki sayıdan bu yana bir buçuk mevsim geçti. Sürekli okurlarımız bile unutmuştur haliyle. Geçen sayımızda, sürdürülebilir bir kalkınmayı başarmak ve başka türlüsünün mümkün olduğunu göstermek adına Seferihisar’da hayata geçirilen uygulamalara yer vermiştik. Küçük üreticinin desteklendiği, tarımsal üretimi geliştirmenin vurgulandığı, kadınların daha fazla rol üstlendiği bir ekonomik yaşamın, Seferihisar’da hayat bulan mütevazı ama önemli unsurlarını aktarmıştık.
Bu sayıda meselenin çerçevesini çizerek devam ediyoruz.
* * *
“Kendi kendimizle yarıştayız gülüm.
Ya ölü yıldızlara götüreceğiz hayatı,
ya dünyamıza inecek ölüm.”
Ne güzel şiiridir Nazım Hikmet’in. Bir yanda dizginsiz bir büyüme arzusu yüzünden kapımıza dayanmış çevre felaketleri, yaşanabilir bir yer olmaktan anbean çıkan dünya… Bir yanda başka dünyalarda yaşam arayışı…
İnsanlık bu ikilemde sıkıştıkça, üzerinde yaşadığımız dünyayı koruma ve geleceğe bırakma çabaları artıyor, “sürdürülebilirlik” kavramı önem kazanıyor.
* * *
“Sürdürülebilir kalkınma”nın alternatif bir model olarak dillendirilmesi de yeni bir şey değil doğal olarak. En azından yirmi yıldır, dünyanın tahribatının esas sorumlusu olan büyük devletlerin kontrolündeki Birleşmiş Milletler’in gündeminde. Bu tahribatı frenleme arayışındaki BM, değişik projelerle sürdürülebilir kalkınmayı devletlerin de masasında tutuyor. Masada duruyor da, kimisinde sümen altına itilmiş, kimisinde başka tozlu dosyaların arasına karışmış.
Şimdi yeni olan ne öyleyse? Birincisi, bu artık yaptırımları olan bir süreç olarak tanımlanmış. İkincisi, artık resmen yerel yönetimler de bu sorun karşısında sorumluluk ve inisiyatif sahibi birer aktör olarak tanınmış.
Bu süreci en başından beri takip eden Seferihisar Belediyesi bu projede yer alarak sürdürülebilir bir dünya için kendi üzerine düşeni yapma arzusunda. Bu doğrultuda özel bir çalışması var. Seferi Keçi’nin bu sayısında, Belediye Başkanı Tunç Soyer ve bu çalışmanın koordinasyonunda sorumluluk üstlenen Ruhisu Can Al, sürdürülebilir kalkınma hedeflerini ve bu doğrultuda Seferihisar’da nelerin yapılacağını anlatıyorlar.
* * *
Sürdürülebilirliğin en önemli unsurlarından biri enerji. Tükenen ve tükenirken dünyayı atıklarına boğan kaynaklar için birbirimizi boğazlamaktansa, yenilenebilir ve yeşil enerji kaynaklarına yönelmek, insanlık için artık ertelenemez bir seçenek. Seferihisar rüzgâr güllerinden sonra güneş tarlalarına da ev sahipliği yapmaya başladı. Bu sayımızın bir gündemi de bu. Çiçeği burnunda Seferihisar Yenilenebilir Enerji Kooperatifi’nin kurucularından Umur Ozanoğulları ve Adil Alper Coşkun, alternatif enerji kaynaklarını ve kooperatifin kuracağı güneş enerjisi santralini anlatıyorlar. Melda Onur ise alternatif enerji kaynaklarının olası sakıncalarına engel olmakta Sosyal ve Çevresel Etki Değerlendirmesinin önemine dikkat çekiyor.
* * *
Bu arada artık Seferi Keçi’nin bir internet sitesi de var. www.seferikeci.com adresinden derginin hem yeni hem eski sayılarındaki yazıları okuyabilirsiniz. Çoğu dergi, satışlarını etkilememesi için haklı olarak yeni sayıdaki yazıların tümünü internete koymaz. Biz öyle yapmadık. Bizde internet sitesinin eksiği yok fazlası var. Dergi sayfalarına sığması için kısaltmak durumunda kaldığımız söyleşi ve yazıların tamamını oradan okuyabilirsiniz. “Madem öyle niye para vereyim canım, internetten okurum” diyen okurlarımızın canı sağ olsun, “yok, ben ille basılı dergiden okurum” diyenler ise başımız üstüne. Onları zor durumda bırakmamak için, döviz kuruyla birlikte uzaya fırlayan baskı ve kâğıt maliyetine rağmen dergiye zam yapmadık. Hâlâ 5 lira verseniz yeter.
* * *
Seferi Keçi internet sitesinin çok yakında bir de kardeş bloğu olacak: seferihisarikesfet.com. Bir Seferihisar rehberi niteliğinde olacak bu çok yazarlı bloğun, tatilini Seferihisar’da geçirmeye gelen misafirler kadar, sayıları katlanarak artan yeni Seferihisarlılar için de önemli bir ihtiyacı karşılayabileceğini düşünüyoruz.
* * *
Kapaktaki suluboya resim Teos Suluboya Topluluğu’ndan Canip Taşkıran’a ait, kullanmamıza izin verdiği için teşekkür ediyoruz.
İyi okumalar
Bir cevap yazın