Manisa Valiliği 44 bin hektarlık alan üzerine yeni 18 adet jeotermal kaynak arama ve işletme ruhsatı ihalesine çıktı. Oysa Bakanlık 2017 yılında içme/kullanma suyundaki arsenik miktarının limitlerin çok üzerinde olduğunu saptamıştı. Manisalı çevre örgütleri, o günden bugüne ne değişti diyor.
Manisa Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı bugün Manisa’da on sekiz adet jeotermal kaynak arama ve işletme ruhsatı ihalesine çıktı. İhalenin yapılacağı Defterdarlık Binası önünde çevre örgütleri basın açıklaması gerçekleştirdi.
Gölmarmara’da üç, Şehzadeler, Salihli, Kula, Saruhanlı, Akhisar ilçelerinde iki, Sarıgöl, Demirci, Ahmetli ve Turgutlu’da bir adet olmak üzere toplam 44 bin hektar alan üzerinde jeotermal kaynak arama ve işletme ruhsatı ihalesi yapıldı. İhalenin yapılacağı saatte Ahmetli Çevre Gönüllüleri, Akhisar Çevre Derneği, Alaşehir Çevre Derneği, Gölmarmara Çevre Gönüllüleri, Gördes Çevre Derneği, Kırağaç Çevre Gönüllüleri, Manisa Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Ve Çevre Derneği, Salihli Çevre Derneği, Saruhanlı Çevre Gönüllüleri, Soma Çevre Gönüllüleri ve Turgutlu Çevre Platformu (TURÇEP) basın açıklaması yaptı.
2017’de Bakanlık: Gediz Havzası’nda yeni jeotermal ve madencilik faaliyetlerine izin vermeyin.
Basın açıklamasında ihaleye çıkarılan yerlerin en değerli tarım arazilerini barındırdığı ifade edilirken, 14 Ağustos 2017 tarihinde o zamanki adıyla Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün Manisa ve İzmir valiliklerine gönderdiği Gediz Havzası Arsenik Seviyeleri konulu yazıya atıfta bulunuldu. Bakanlık 2017 yılında valiliklere gönderdiği yazıda “Gediz Havzası yeraltı sularında yapılan çalışmalarda jeotermal faaliyetlerin yoğun olarak gerçekleştirildiği alanlarda arsenik başta olmak üzere metal ve yarı metal oranlarının içme/kullanma sularında limitlerin çok üstünde olduğu ve havzadaki yeraltı suyu kütlelerinde jeotermal ve madencilik faaliyetlerine yeni izin ve ruhsatların verilmemesi gerekmektedir.” denilmişti. Açıklamada, Valilik, Belediye ve ilgili kamu yöneticilerine “Bakanlığın açıklamasından bu yana geçen tarihte yeraltı su kütlelerindeki arsenik oranı düştü mü?” sorusu yönetildi.
Özellikle Alaşehir’de tarım alanlarına kurulan jeotermal elektrik santrallerinin (JES) ve bu santrallerin kimyasal maddeler ve gazlar içeren jeotermal akışkanlarını doğaya saldıkları gerekçesiyle tarım alanlarının yok olma aşamasına geldiği ve çevrede yaşayan insanların solunum yetmezliği ve kanser hastalıkları ile mücadele ettiği belirtildi.
Alaşehir, Türkmen, Baklacı, Akkeçili, Selce, Tepeköy, Ilgın ve Işıklar mevkiinde yapılması planlanan Tepeköy Jeotermal Santralleri (Özmen-3 JES, Özmen-4 JES, Özmen-5 JES, Özmen-6 JES, Özmen-7 JES, Özmen-8 JES) projesi ile ilgili olarak Manisa 2.İdare Mahkemesinin iptal kararını Danıştay 22.12.2022 tarihinde onaylamıştı. Danıştay’ın iptal ettiği “ÇED olumlu” kararına karşılık Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 28.02.2023 tarihinde Özmen-3 JES için ilave 2 adet jeotermal kaynak arama sondaj faaliyeti projesine “ÇED gerekli değildir” kararı verildiğini duyurdu.
Üretilen elektrik enerjisinin yarısını kullanmıyoruz bile…
Enerjide kayıp-kaçakların önüne geçilmesiyle JES’lerden elde edilecek enerjiye ihtiyacımızın kalmayacağını ve şu anda üretilen elektrik enerjisinin yarısını bile kullanmadığımızı vurgulayan basın açıklamasında, bu tür ihalelerin “enerji ihtiyacımızı karşılayacağız” denilerek gerçekleştirilmesinin temelsiz olduğu belirtildi.
Bir cevap yazın