Küresel gıda sistemi yıllık toplam sera gazı emisyonlarının yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Yeni yayımlanan bir çalışmaya göre de gıda atıklarından kaynaklanan emisyon, küresel gıda sisteminden kaynaklanan emisyonun yarısını oluşturuyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre, üretilen gıdaların yaklaşık üçte biri ya kayboluyor ya da israf ediliyor. FAO’nun 2019 tarihli “Gıda ve Tarımın Durumu” adlı çalışmasına göre üretilen gıdanın yaklaşık %14’ü daha üretim esnasında kayboluyor. Günümüzde ise dünya genelinde 800 milyondan fazla insan yoksullukla mücadele ediyor, yeterli gıdaya ve temiz içme suyuna erişemiyor.
Gıda israfının başka boyutu: küresel ısınma
Yıllık toplam sera gazı emisyonlarının yaklaşık üçte birini küresel gıda sisteminin oluşturduğu biliniyor. Nature Food dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmaya göre, çürümüş veya çeşitli nedenlerle israf edilmiş gıdalardan kaynaklanan sera gazları tüm küresel gıda sisteminden kaynaklanan emisyonların yaklaşık yarısını oluşturuyor. Çalışma, gıdanın hasat edildiği andan çöpe veya komposta atıldığı ana kadar tedarik zincirinin her halkasındaki gıda kaybını ve atık emisyonlarını değerlendiriyor. Buna göre 2017 yılında küresel gıda israfının 9.3 milyar ton CO2 eşdeğeri (GtCO2e) emisyona yol açıyor. Bu miktar aynı yıl ABD ve AB’nin toplam emisyonuna eşit.
Gıdanın hasat edilmesinin ardından tedarik zinciri boyunca ilerleyen dokuz farklı adımda (hasat, üretici, depolama, nakliye, ticaret, işleme, toptan satış, perakende satış ve tüketici kullanımı) ortaya çıkan gıda kaybı ve atıklarından kaynaklanan emisyonlar incelenerek, gıda kaybı ve atık emisyonlarının ülkeye, bölgeye ve gıda türüne göre nasıl değiştiğini gösteriyor. Gelir, teknolojik kapasite ve beslenme alışkanlıklarının tümü tek tek ülkelerdeki ve bölgelerdeki emisyon seviyelerini etkiliyor.
Emisyonun azaltılması
Nature Food dergisinde yayımlanan çalışma, ayrıca et tüketiminin yarıya indirilmesi durumunda gıda atıklarından kaynaklanan emisyonun azaltılabileceği yönünde bir dizi stratejiyi de değerlendiriyor. Gıda kaybı ve israfın yarıya indirilmesi halinde, küresel gıda sisteminden kaynaklanan toplam sera gazı emisyonlarının yaklaşık dörtte birinin ortadan kalkacağı belirtiliyor.
Araştırmaya göre gıda atıklarından kaynaklanan emisyonların sadece %2.4’ü meyve ve sebzelerden kaynaklanıyor. Et ve hayvansal ürünlerin ise diğer gıda türlerine oranla daha yüksek emisyona neden olduğu belirtiliyor. Et ve hayvansal ürün tüketiminin yarıya indirilmesinin “ortalama beslenmeye bağlı karbon ayak izini büyük ölçüde düşüreceği” söyleniyor. Örneğin, Kuzey Amerika ve Avrupa gibi et tüketiminin daha yüksek olduğu bölgelerde gıda artıklarından kaynaklanan emisyonların %85’inin nedeni et atıkları.
Hayvansal ürün tüketimini azaltmanın da bedeli var
Öte yandan araştırmacılar, hayvansal ürün tüketiminin azaltılmasının atık yönetiminden kaynaklanan emisyonlarda artışa yol açacağını çünkü azalan et alımını telafi etmek için tahıl üretimini, tüketimini ve israfını arttırmayı gerektireceğini söylüyor. Tahıllar ve bakliyat, tüm atık yönetiminden kaynaklanan emisyonların yarısı ile dörtte üçü arasında bir orana sahip. Bunun nedeni de birçok arıtma sürecinde yüksek emisyona neden olan yüksek karbonhidrat içerikleri.
Çalışmaya göre bu yüzden et tüketimiyle birlikte gıda kaybı israfını da azaltmak gerekiyor. Bunu yarıya indirmek küresel gıda sisteminden kaynaklanan emisyonlarda %43’lük bir azalmaya yol açacak.
Teknolojin kullanılması
Çalışmada aynı zamanda atıklarla başa çıkmak için düzenli depolama sahası kullanımının azaltılmasının ve anaerobik çürütme ile kompostlama gibi mevcut teknolojilerin kullanılmasının da etkileri değerlendiriliyor. Şu anda gıda atıkları en yaygın olarak çürüyüp, metan ürettikleri çöp alanlarına atılmakta. Araştırmacılar, kompostlama ve anaerobik çürütmenin umut verici alternatifler olduğunu belirtiyor.
Çalışma ayrıca tüketici düzeyinde gıda kaybı ve israfını azaltmak için “akılcı” gıda tüketim davranışlarının savunulmasını ve teknolojilerin geliştirilmesini de öneriyor.
Bir cevap yazın