Ankara 20. İdare Mahkemesi, İzmir’in orta yerindeki nükleer atıkların nasıl temizleneceği konusunda bilgi edinme talebinin reddedilmesine karşı açılan davada, ticari sır niteliği taşıyanlar çıkarıldıktan sonra tüm bilgilerin paylaşılmasına karar verdi.
İzmir’de Gaziemir ve Karabağlar ilçeleri arasında bulunan Aslan Avcı Kurşun Fabrikası tarafından yurtdışından getirildiği düşünülen radyoaktif maddelerin fabrika sahasına gömüldüğü tespit edilmiş, ancak bu atıkların bertaraf edilmesi ve bölgenin çevresel olarak temizlenmesi yönünde şimdiye dek ciddi bir adım atılmamıştı. 2022 yılında ise Nükleer Düzenleme Kurulu tarafından EKOVAR AŞ adlı şirketin bölgenin çevresel iyileştirme faaliyetine ilişkin yetkilendirildiği bilgisi ortaya çıkmıştı.
EGEÇEP Hukuk Kurulu üyesi Avukat Arif Ali Cangı, bu iyileştirme faaliyetinde nükleer atıkların hangi yöntemle bertaraf edileceği ve radyasyondan korunmayı temin edecek, kirlenmenin yayılmasını önleyecek önlemlerin nasıl alınacağı gibi konulardaki endişeleri gidermek için, Nükleer Düzenleme Kurulu’na bilgi edinme başvurusu yapmıştı. Ancak bu başvuru bunun ticari sır niteliğinde olduğu gerekçesiyle reddedilmişti.
Mahkeme, bilgileri paylaş dedi
Buna karşı, daha önce de başka şirketlerin Gaziemir’de bertarafın sağlanması için yetkilendirildiğini, ancak alanın radyoaktif maddeden arındırılamamış olduğunu ve kamuya büyük zararlar verildiğini belirten Avukat Cangı, şeffaf ve Anayasa’ya uygun, çevre ve kamu sağlığının gerektirdiği bir süreç için Bilgi Edinme Kurulu’na itiraz etmiş ve hukuki yollara başvurmuştu.
Sonuçta Ankara 20. İdare Mahkemesi Arif Ali Cangı’nın itirazını haklı buldu. Bu kararın ardından Nükleer Düzenleme Kurulu tarafından ticari sır niteliği taşıyan belgeler dışındaki tüm bilgi ve belgelerin kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor.
Cangı Nükleer Denetleme Kurulu’nun bu bilgileri saklama çabasının, radyoaktif bulaşıklı atıkların ayrıştırılması ve bertarafı projesini bağımsız bilim insanları ve kamuoyu denetiminden kaçırmak anlamına geldiğini, ancak şeffaf bir süreç içerisinde bu faaliyetin teknik ve hukuki bakımdan denetlenebileceğini ve EGEÇEP olarak tüm bu sürecin takipçisi olacaklarını belirtti.
NE OLMUŞTU?
2007 yılında İzmir’de Gaziemir ve Karabağlar ilçeleri arasında bulunan ve 1940’lı yıllardan 2010 yılına kadar faaliyette bulan Aslan Avcı Kurşun Fabrikası sahasında çok tehlikeli kurşun atıkların yanı sıra nükleer atıkları bulunduğu ortaya çıkmış, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından bu atıkların Europium 152 (EU 152) izotopu içeren nükleer çubukların ergitilmesiyle oluştuğu tespit edilmişti. Kamuoyundan gizlenen bu nükleer tehdit, ancak 2012 yılında Radikal Gazetesinden Serkan Ocak’ın haberiyle gündeme gelmişti.
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Çevre Mühendisleri Odası, İzmir Tabip Odası gibi kurumlar yaptıkları gözlemlerle nükleer tehdidin boyutlarını ortaya çıkarmış, konu 2021 yılında dönemin Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda’nın “duran adam” eylemiyle kamuoyunun gündeminde yer bulmuştu. Bu girişimin ardından Gaziemir ve İzmir Büyükşehir Belediyelerinin, Kent Konseylerinin, TMMOB İl Koordinasyonunun, Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesinin, İzmir Tabip Odasının, İzmir Barosunun ve Egeçep’in oluşturduğu komisyon konunun takipçisi olmuştu.
Geçtiğimiz yıl bölgede yapılan radyasyon ölçümlerinde normal değerin 7 bin katı (832,3 ve 833,6 mikrosievert) değer tespit edilmişti.
Nükleer atıkların tespit edildiği andan bu yana bu atıkların bertarafı yönünde bir adım atılmamış, bölgenin tel örgülerle çevrilmesi dışında dişe dokunur bir önlem alınmamıştı. Son olarak Nisan ayında EGEÇEP’in Çernobil felaketinin yıldönümü dolayısıyla konuya dikkat çekmek için bölgede düzenlediği basın açıklamasında tel örgülerin söküldüğü, nükleer atıkların bulunduğu sahayı çocukların oyun alanı olarak, çobanların ise koyunlarını otlatmak için kullandığı gözlenmişti. Basın açıklamasına katılan mahalle halkı atık sahasından gelen kokudan ve özellikle yağmurlu havalarda yükselen dumandan rahatsız olduklarını, komşuları arasında kanser ve düşük vakalarının arttığını belirtmişti.
Bir cevap yazın