Afet zamanlarında bir süre para geçmez, zamanla bir şekilde barınma, güvenlik ve hijyen sağlanır ama insanların yiyecek ihtiyacı kalıcıdır. Yardım ve dayanışma azalıp afetten doğrudan etkilenmemiş insanlar kendi hayatlarına döndüklerinde devreye ara çözümler girmelidir: bunlardan biri topluluk bahçeleri olabilir.
Bilenler zaten biliyor ve öngörüyordu, bilmeyenler yaşayarak öğrenmeye başladı. Dünyada ve ülkemizde gıda fiyatları daha da artacak. Küresel iklim krizini kabul etmeyenler ve bundan haberdar olmayan milyonlar var. Temiz su kaynakları azalıyor, ani iklim değişiklikleri yüzünden kuraklık, orman yangınları ve ani su baskınları artıyor. Doğa ile uyumlu yaşamadıkça ve bilime karşı geldikçe cezasını herkes çekiyor. 2020’de başlayan ve şu sıralar sakinleşen pandeminin yoğun yaşandığı zamanlarda üretimin azalıp tedarik zincirlerinin bozulması tüm dünyada gıda başta olmak üzere çok sayıda üründe kıtlığa sebep oldu. Üzerine 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan savaşla doğalgaz, buğday, ayçiçeği gibi temel ihtiyaçları tedarik edemeyen Türkiye gibi ülkelerde enflasyon tırmanışa geçti. Ülkemizde doğalgaz rezervi yok denecek kadar az, dolayısıyla Rusya’dan ihraç etmek normal olarak kabul edilebilir ama tarıma elverişli topraklarımız bol. Sanayileşme ve başka şeyler uğruna tarım ve hayvancılıktan kısa sürede vazgeçmek Türkiye’yi en temel ihtiyaçlarda bile dışa bağımlı hale getirdi. Savaş halindeki Ukrayna ve Rusya’dan buğday ihraç etmek “barış” dönemindeki bir ülke için ayıptır. Üretim azlığı, dışa bağımlılık ve beraberinde hızla tırmanan enflasyon gıda fiyatlarını çok artırdı. Şimdi de Türkiye bir başka büyük felaket yaşıyor: 6 Şubat 2023 Pazartesi günü sabaha karşı ilki yaşanan Kahramanmaraş Depremi.
Deprem gibi büyük afetlerden sonra hayatta kalanların temel ihtiyaçlarını sağlamak için hızla seferber olunur. Afetzedelerin yardımlaşma-dayanışma zamanlarında ve sonrasında, yalnız başına kaldıklarında en fazla ihtiyaç duydukları şeyler gıda ve moral desteğidir. Son araştırmalar, afetlerin ve sosyal karışıklıkların ardından topluluk bahçelerinin yiyecek üretimi yanı sıra insanlara normalliği hatırlatmak için sosyal güçlendirme, güvenli toplanma yerleri ve onarıcı uygulama alanları sağladığını göstermektedir.
Topluluk bahçesi nedir?
Özellikle kentlerde atıl kalmış, işlevini yitirmiş toprak alanlarda oluşturulan, yerel halk veya toplulukların hep birlikte bakım ve geliştirilmesini üstlendikleri ortak bahçelere topluluk bahçesi denir. Yerel yönetimlerin izni ve desteği alınarak oluşturulan bahçelerde insanlar toplu olarak ekim dikim yapıp zamanı gelince elde ettikleri ürünleri paylaşırlar. Bahçelerin büyüklüğüne göre sebze meyve yetiştirilen yerlerin yanı sıra kafe, toplantı odası gibi başka ortak alanlar da inşa edilebilir. Bahçe malzemelerinin koyulduğu, tohum saklama, fide yetiştirme, kompost (organik atıkların çürütülmesi ile elde edilen doğal gübre) ve arı kovanları için de yerlerin ayrılabileceği çok işlevli ve bütünsel alanlar olarak düzenlenebilir.
Kırsal yaşamda önemli ölçüde kendi kendine yeten tarımsal üretim varken sanayileşme ve hızlı kentleşme sonrası insanlar kendi yiyeceklerini üretmeyip bunu başka yerlerden temin etmeye başladılar. Günümüzde kırsal alanlarda dahi tarımsal üretim çeşitli sebepler yüzünden çok azalmıştır, endüstriyel tarım yapılan yerlerden, uzaktan gelen gıda maddeleri pazar ve marketlerde (köylerde dahi zincir marketler var) satılır. Kentlerde insanlar çalışır, para kazanır ve yiyecek dahil tüm ihtiyaçlarını başkalarından satın alır. Oysa afet zamanlarında bir süre para geçmez, zamanla bir şekilde barınma, güvenlik ve hijyen sağlanır ama insanların yiyecek ihtiyacı kalıcıdır. Kendi hayatlarını idame etmeleri ve geçinmeleri için çok uzun zaman gerekebilir. Yardım ve dayanışma azalıp afetten doğrudan etkilenmemiş insanlar kendi hayatlarına döndüklerinde devreye ara çözümler girmelidir: bunlardan biri topluluk bahçeleri olabilir.
Bugün başkent Havana’da bostanlar, kent tarlaları, okul bahçeleri, evlerdeki kent bahçeleri ve topluluk bahçelerinin toplam sayısı 8000’i aşmıştır.
Batıda endüstri devrimi sırasında, iki dünya savaşı ve sonrasında yaşanan kıtlıklarda topluluk bahçeleri yiyecek sağlamada önemli rol oynadı. İkinci Dünya Savaşından sonra da 1973 petrol krizi ya da Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra olduğu gibi gıda güvenliği ve artan gıda fiyatlarına karşılık topluluk bahçeleri oluşturuldu. Örneğin SSCB’nin dağılmasıyla sosyalist ülkeler arasında ekonomik dayanışma kesilince ve mevcut ambargolar yüzünden Küba gıdada kendine yeter hale gelmek için kent tarımına hız verdi. Bugün başkent Havana’da bostanlar, kent tarlaları, okul bahçeleri, evlerdeki kent bahçeleri ve topluluk bahçelerinin toplam sayısı 8000’i aşmıştır.
Topluluk bahçelerinin yararları
Tarım kimyasalları kullanmadan sağlıklı yiyecekler üretilir ve ayrıca;
1. Topluluk bahçeleri ruh sağlığımıza iyi gelir. Bahçecilik, rahat ve iyi hissetmenin harika yollarından biridir. Bahçede hoş olmayan düşünce ve tutumları, mevcut görev ve işe odaklanarak azaltmak mümkündür. Toprak ve bitkilerin yanında olmak bile kaygı ve gerginlik düzeylerini azaltır. Topluluk bahçelerinin zamanla bir sığınak, huzur ve rahatlama yerine dönüşmesi mümkündür, bu yüzden tedavi edici özelliği olduğunu bile düşünebiliriz. Araştırmalara göre bahçecilik terapisinin dikkat sürelerini artırdığı, kaygı ve uyku bozuklukları giderici yararları olduğunu da göstermektedir.
Akıl sağlığımıza bir diğer yararı da özgüvenimizi artırmaya yardımcı olur. Bitki yetiştirmek kolay bir şey değildir. Bu nedenle emeğimizin sonuçlarını aldığımızda kendimizi başarılı hissederiz. Bahçenizi ekip biçerek tek bir göreve odaklanma becerinizi de geliştirmeniz mümkündür.
2. Düzenli olarak taze ürünler elde ederek meyve ve sebze tüketimini artırırız. Topluluk bahçeleri, insanları düzenli olarak sağlıklı ve taze ürünler elde etmeye yönlendirir. Haftada en az bir kez topluluk bahçesinde çalışanların meyve ve sebze alımını artırdığı gözlenmiştir. Çocuk ve gençlerimizi de buralara getirebilirsek, onları da sağlıklı yaşamak için gerekli gıdalara yaklaşmalarına ve zararlı gıdalardan daha uzak olmalarına katkı sağlayabiliriz.
3. Boş araziler ve toprak alanlarda sürdürülebilir tarımı teşvik ederiz. Herkesin evinde bahçesi yok ve tek başına bahçecilikle uğraşacak motivasyonumuz da olmayabilir. Ama topluluk bahçeleri aracılığıyla insanların kendi yiyeceğinin bir kısmını yetiştirmesi mümkün. Bu bahçelere sahip kırsal ve kentsel mahalleler, bölgenin veya ülkenin diğer yerlerinden gıda ve ilgili ürünlerin taşınması sırasında salınan karbondioksit miktarını azaltarak çevreye katkı sağlar.
Marketten sebze-meyve satın almayı azaltırız ve bu çok iyi bir şeydir, kendimiz de üretmeye başlayınca ve temiz gıdaya ulaşmanın zorluğunu öğrenince, kendi yetiştiremediklerimizi marketten değil küçük üreticiden almamız gerektiği konusunda bilincimiz ve pratiğimiz artacaktır.
Bu nedenlerle kırsal ve kentsel topluluk bahçecileri, yerel ekonomiyi teşvik ederek bir ülkenin farklı bölgelerine sosyal ve ekonomik açıdan fayda sağlayan bir girişimdir. Topluluk içinde taze meyve ve sebze üretmek bir aile için etkili bir gıda güvencesi yöntemidir. Ayrıca gıda nakliye maliyetlerinden de tasarruf sağlanır.
4. Bir açık hava egzersizidir. Başta bir tür hafif fiziksel aktivite olduğunu düşünebilirsiniz. Ama bahçede çalıştığınız sürede ciddi miktarda kalori de harcarsınız ve çalışmayan kaslarınız çalışır. Koşu bandında yürümekten çok daha keyiflidir.
5. Topluluk bahçeleri sosyal etkileşimi teşvik eder ve insanlar arasında bağları geliştirir. Topluluk bahçeleri ve kent bahçelerine sahip birçok mahalle, mahalle düzeyinde sosyal dönüşüm için güçlü araçlardır. Komşularla bir topluluk bahçesi oluşturmak, sürdürmek ve yönetmek için birlikte çalıştığımızda kolektif üretim hem sosyal ilişkilerimizi geliştirecek hem de daha verimli, fazla üretim ve paylaşıma olanak sağlayacaktır. Topluluk bahçeleri insanların bahçede çalışmayı öğrenmelerine, becerilerini başkalarına öğretmelerine, bilgileri, bitkileri, araçları ve her türlü şeyi paylaşmalarına yardımcı olmanın yanı sıra ilham veren ve onları neşelendiren bir ortam da sağlayacaktır.
İstanbul’daki Fenerbahçe Topluluk Bahçesi 2016’da permakültür meraklısı gençler, birkaç STK ve mahalleli tarafından Kadıköy Belediyesi’nin desteği ile oluşturulmuştu ve 2021’e kadar faaliyet gösterdi.
Bir topluluk bahçesi oluşturmak
Üyesi olduğum bir STK aracılığıyla kuruluşuna tanık olduğum, bir süre de destek verdiğim İstanbul’daki Fenerbahçe Topluluk Bahçesi 2016’da permakültür meraklısı gençler, birkaç STK ve mahalleli tarafından Kadıköy Belediyesi’nin desteği ile oluşturulmuştu ve 2021’e kadar faaliyet gösterdi. Misyonunu tamamladı, şimdi belediyenin gözetiminde Fenerbahçe Bostanı olarak kentte tarım alanı olmaya devam ediyor. Son yıllarda moda tabir “sürdürülebilirlik” ne yazık ki ülkemizde pek gerçekleşemiyor, hangi alan olursa olsun. Ülkenin sosyokültürel yapısı, karar vericilerin çabuk değişmesi veya başka birçok sebebi olabilir. Öte yandan geçici de olsa, acil durumlarda işleyen mekanizmalara ve bunları destekleyecek gönüllü insanlara ihtiyaç var. Afet sonrası topluluk bahçeleri gibi ara çözümleri bulmak, bahçeleri oluşturmak, en azından birkaç yıl buraları geliştirip işler hale getirmek bizlerin elinde.
Bir topluluk bahçesi oluştururken önce yerler tespit edilir. Halihazırda çevresi çitli veya duvarlı bir yer olması ekilecek ürünlerin evcil hayvanlar ve daha kırsal alanlarda bahçe düzenlenecekse yabani hayvanların girmesine engel olacaktır. Örneğin Seferihisar’ın merkezi dışındaki mahallelerinde çok sayıda yaban domuzu ailesi yaşıyor, bahçelerin zarar görmemesi için çevresi korunaklı olmalı. Yeri tespit ettikten sonra yerel yönetimlerden izin almak gerekir, hatta belediyemiz bize yer gösterebilir. Sonra bir bahçe tasarımı yapılmalıdır. Bahçede mevcut ağaçlar ve kullanılabilecek bitkiler varsa (örneğin yararlı böcekleri çeken çiçekler) onları da tasarıma dahil ederek çevrelerine yükseltilmiş bahçe yatakları yerleştirebiliriz.
Yükseltilmiş bahçe yatağı: Bazen ekim dikim yapılacak bahçede toprak fazla taşlı, killi ve kumluysa uzun işlemler yapılması gerekir ve toprağı ıslah etmek zor ve masraflıdır. Oysa yükseltilmiş bahçe yatakları hem pratik hem de çok yönden yararlıdır. Büyük dikdörtgen tabanı olmayan ahşap kasalar düşünün, buralara koyacağınız temiz toprakta rahatça ekim dikim yapabilirsiniz. Hem kullanacağınız gübre de yağmurda etrafa dağılmadan doğrudan yetiştireceğiniz bitkiye yarar sağlayacaktır. Yükseltilmiş bahçe yataklarında yetiştireceğimiz bitkiler evcil ve yabani hayvanların ve küçük çocukların yolundan çekilmiş olur, ezilme tehlikesi olmadan, yüksekte olduğu için salyangoz gibi bitkiye zarar verebilecek canlılardan biraz daha uzakta ve çevresinde dolanarak rahat sulama yapabileceğimiz düzeneklerdir. Kuşkusuz damlama sulama yapabilirsek çok daha iyi olacaktır. Yükseltilmiş yatakları betondan, alçak duvar şeklinde yapanlar da var ama güzel bir bahçe oluştururken tahta yerine neden beton kullanalım ki. Eğer bahçemizde yaşlılar da çalışacaksa onlar için daha da yüksek, eğilmeden çalışabilecekleri boyda birkaç tane bahçe yatağı da yapsak iyi olmaz mı?
Yükseltilmiş bahçe yataklarımıza zamanı gelince tohumlar ve fideler ekmek, bunları mevsim ve yağış durumuna göre sulamamak, arada havalandırmak için çapalamak sürekli bir ilgi ve uğraş içinde olmamızı sağlar. Yetiştirdiğimiz bitkiler için kompost yapmak, belki solucan gübresi üretmek, doğal yöntemlerle zararlılarla nasıl mücadele edeceğimizi öğrenmek gibi çeşitli konularda yeni deneyimler kazanırız ya da biliyorsak bunları geliştiririz. Örneğin severek tüketeceğimiz adaçayı, biberiye, fesleğen, lavanta, nane, sarımsak ekersek bunlar aynı zamanda zararlı böcekleri de kaçıracaktır. Kasımpatı, kadife çiçeği, latinçiçeği, petunya, sardunya, vapur dumanı gibi çiçekler ise hem bahçemizi güzelleştirecek hem zararlı böcekleri kaçırıp arı gibi yararlı böcekleri kendilerine çekecektir.
Topluluk bahçemizde bahçe araç ve malzemelerimizi koyacağımız korunaklı bir yerin olması gerekir. Bahçemiz küçük de olsa dinlenmek için oturacağımız ve fazla güneşten korunacağımız gölgelik yerlere de ihtiyaç vardır. Kompost alanı da mutlaka olmalıdır. Kuruyan yaprakları neden çöpe atalım ki? Eğer bahçemiz büyük ve elimizdeki olanaklar fazlaysa toplantı odası, fide yetiştirmek için sera, belki kafe gibi yerler de inşa edebiliriz.
Eninde sonunda doğayla barışmalı, ovaları yeniden sadece tarım alanı olarak kullanmalı, kuraklık ve iklim krizini yok saymadan konvansiyonel tarım değil, küçük üreticileri destekleyerek yeni afetlerin önüne geçmemiz daha fazla hayat kurtaracaktır.
Seferihisar’da topluluk bahçesi
Seferihisar şu sıralar Topluluk Bahçeleri oluşturma ve bu konuda başka yerlere örnek olma konusunda epey şanslı bir ilçe. Burada çok sayıda boş toprak ve tarıma müsait alan var, aktif STK’lar ve topluluklar var, tarımsal üretim devam ettiğinden bilgi ve deneyim var, ülkedeki ilk tohum merkezlerinden biri olan Can Yücel Tohum Merkezi’ne sahip, özellikle son 10 yıldır kentten kaçıp buraya göçmüş, doğal yaşamayı tercih eden, eğitimli ve öğrenmeye açık insanlar var ve dahası…
Deprem sonrası Seferihisar’a da deprem bölgesinden vatandaşlar geldi. Bir kısmı birkaç hafta içinde kaymakamlık talimatıyla başka illerdeki KYK yurtlarına gönderildi, bir kısmı geçici olarak Seferihisar’daki otellere, pansiyonlara ve yardımseverlerin evlerine yerleştirildi. Daimi olarak burada kalmak isteyenlere elbirliği ile kiralık evler bulundu veya aranıyor. Bu zor dönemde dayanışma elbette uzun sürmeli. Böyle bir ortamda, en azından birkaç yıllığına topluluk bahçeleri oluşturmak hem insanlar hem de çevre için birçok avantaj sağlayacaktır. Topluluk bahçelerini stres atmak, deneyimleri paylaşmak ve topluluk desteği kazanmak için önemli bir yer olarak düşünebiliriz, üstüne üstlük birlikte yapılan hasatla eve temiz yiyecek de götürebiliriz.
Mahallelerde oluşturulacak topluluk bahçeleri sayesinde sadece depremzedeler, başka afetzedeler değil orada yaşayan herkes faydalanabilir. Buralarda edindiğimiz bilgiler ile çocuklarımızın okullarında okul bahçeleri yapabiliriz, Seferihisar bu konuda da şanslı, büyük kentlerde okulların tamamı betondan oluşuyorken burada çevresinde toprak alan bırakılmış okullar var. Evlerimizde de bir şeyler yetiştirmeyi öğrenmenin vakti geldi. Eninde sonunda doğayla barışmalı, ovaları yeniden sadece tarım alanı olarak kullanmalı, kuraklık ve iklim krizini yok saymadan konvansiyonel tarım değil, küçük üreticileri destekleyerek yeni afetlerin önüne geçmemiz daha fazla hayat kurtaracaktır.
Kaynaklar:
– Sinan Kunt, Küba’da Sürdürülebilir Kent Tarımı, Yeni İnsan Yayınevi, İstanbul, 2015.
– https://green-kpis.youdo.io/wp-content/uploads/2020/12/VillageGardenProjectReport_Bliss_Graetz.pdf
– https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S161886671830222X
– https://www.topraksiz.com/yukseltilmis-sebze-yatagi-nasil-yapilir/
Bir cevap yazın