“Kuyu Kurumadan” su çalıştaylarının Gediz Havzası üzerindeki ilk buluşması Foça’da yapıldı.
Foça’da Reha Midilli Kültür Merkezi’nde gerçekleşen çalıştaya İZSU 1. Bölge İşletmeler Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı’ndan inşaat mühendisi Ceren Narin Güzel, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nden Ahmet Tomar, Seferihisar Belediyesi Tarımsal Hizmetler Müdürlüğünden Nehir İldeniz ve WWF Onarıcı Tarım ve Yağmur Hasadı Proje Danışmanı Edwin Clarke katıldı.
Çalıştay, ev sahibi Foça Belediyesi adına katılım gösteren Meclis Üyesi Başkan Vekili Mukaddes Yarba’nın teşekkür konuşmasıyla başladı. Ardından İZSU adına Ceren Narin Güzel sunumunda kurum olarak bölgede ve Gediz Deltası’ndaki uygulama ve projelerinden bahsetti. Güzel, İzmir’in suyunun yüzde 75’inin kuyularla yer altı kaynaklarından sağlandığını ve bu nedenle suyu korumanın çok kıymetli olduğunu ayrıca kuyulardaki suyun hangi nitelikte olduğunu ve kentlilerimize nasıl ulaştırılacağının tartışma konusu olduğunu söyledi. Kaynakların verimli kullanılabilmesi adına kayıp-kaçak oranlarını azaltılması, eski ve ekonomik ömrünü tamamlamış iletim ve şebeke hatlarının yenilenmesi kapsamında İZSU geçen sene Eski Foça’da 90 km’lik iletim ve şebeke hattını yeniledi. Güzel, ayrıca Foça için çok önemli olan Musabey Arıtma Tesisi’nin de inşasının devam ettiğini belirti. Musabey Arıtma Tesisi bölgedeki 19 tane kuyuyu toplayıp arıtma tesisinde birleştirmesi ve bu suyu da Eski ve Yeni Foça’ya iki farklı iletim hattı ile dağıtacak olması nedeniyle önemli. Bölgeye nitelikli su temini adına kritik bir yatırım. Güzel, Menemen’de bazı kuyuların arsenikli olması nedeniyle Menemen’de iki tane arsenik arıtma tesisi olduğunu da ekledi.
Peki, bölge için İZSU’nun gelecek hedefleri arasında neler var? Güzel bunları da şöyle sıralıyor: Musabey Arıtma Tesisi işletmeye alındıktan sonra Musabey-Yeni Foça arasındaki iletim ve şebeke hatlarının yenilenmesi, Seyrek ve Villakent arasında olan yüzde 70’lik kayıp-kaçak oranını engellemek adına burada içme suyu yatırımı ve Değirmendere Barajı.
Güzel’in ardından sunum yapan Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nden Ahmet Tomar ise bizlere suyun öneminden ve Gediz Havzası’ndaki gelişmelerden bahsetti. Su stresi aşamasını geçip artık su fakiri ülke konumuna gelmek üzere olduğumuz gerçeğiyle konuşmasına başlayan Tomar, gerekli önlemleri aldığımız taktirde İzmir için bir şansımızın olduğunu söyledi. Ama bunun için su kaynaklarının ıslahına ve korunmasına yatırım yapmamız gerektiğinin altını çizdi. Tomar ayrıca “gezegenimizi kurtarmanın 100 yolu” olarak kimi değerli tavsiyeleri katılımcılar paylaştı. Bahçe peyzajlarında çimden, süs bitkisinden vazgeçilmesi, basınçlı sulama yöntemlerinin yaygın olarak kullanılması gibi…
Foça su çalıştayına alan uzmanlarının yanı sıra Seferihisar Belediyesi Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü Baraj Sulama Birimi adına Nehir İldeniz de katıldı. Seferihisar’da başarılı sonuç aldıkları iyi örnekleri anlatmak üzere çalıştaya katılan İldeniz sunumunda, Seferihisar Belediyesi olarak kontrolleri altındaki su kaynaklarını ve sistemlerini tasarruflu ve yararlı bir kullanıma dönüştürecek çalışmalara hız verdiklerini belirtti. Yer altı sularının aşırı kullanılmasından ötürü su seviyesinin düşmesi ve deniz suyunun kuyu sularına karışması nedeniyle Seferihisar Sulama Barajı 1995 yılında yapılmaya başlanmış ve üç yıl sonra da faaliyete geçmiş. Ama sadece bu yeterli olmayınca da ana iletim hatları yenilenmiş ve filtrasyon sistemi kurulmuş. Böylece filtre sistemi temiz su ve su tasarrufu sağlamış, yüzde 40’lık kayıp kaçak su önlenmiş, 24 saat boyu suyu kesintisiz verilebilmesiyle de yer altı su kullanım oranı azalmış ve çiftçinin damla sulama sistem maliyeti düşmüş. Bu yenileme ve filtrasyon sistemine ek olarak Seferihisar Belediyesi, tarımsal sulama sezonu boyunca haftanın dört günü açık halde olan ve kontrolü sağlanamayan su kaybı nedeniyle 2015 yılında ultrasonik akıllı su sayaçlarına geçmiş. İldeniz sunumunda akıllı sayaç öncesinde 15 milyon küp su kullanılırken akıllı sayaç ile birlikte bu sayının 10 milyon metreküpe gerilediğini ve sezon boyunca 7/24 tarımsal sulama suyu sağlandığını belirtti.
Çalıştayda son sözü Edwin Clarke aldı. Yağmur suyu hasadı ile ilgili projeler geliştiren ve aynı zamanda kendi arazisinde de bu sistemleri kullanan Clarke, sunumunda yağmur suyu hasadından, öneminden, kullanım alanlarından, ne kadarlık bir tasarruf sağlayabileceğinden, tarımsal alanda kullanımının faydalarından ve yöntemlerinden bahsetti. Yağmur suyu hasadı kısaca yağmur suyunun fazla olduğu ve yüzey akışına geçtiği zamanlarda toplanması ve yağışın az olduğu kurak dönemde gereksinime göre kullanılmasıdır. Hasat ettiğiniz su ile park-bahçe sulayabilir, araya yıkayabilir, tuvalet suyu olarak kullanabilir ve çamaşır yıkayabilirsiniz. Edwin Clarke yapmış olduğu sunumda İzmir’de 100 m2 çatı alanından yılda 62 ton yağmur suyu hasat edebileceğimizi de belirtti. Kırsal ve tarımsal alanda yapılan yağmur suyu hasadı aynı zamanda toprağı erozyondan, selden korur, toprak verimliliğini arttırır, ürün kayıp riskini azaltır, kuraklık ve su kısıntılarında güvencedir ve en önemlisi yağmur suyu “şimdilik” bedelsizdir.
Bir cevap yazın