“Seferihisar bir tarım ve turizm kenti, biz de öncelikle bu alanda insanları mutlu edecek projelere ağırlık vereceğiz. Üreticinin yüzünü güldüreceğiz, bunun için tarıma destek vereceğiz, yeni ve farklı ürünler üzerinden yeni alanlar açacağız. Turizmle ilgili Seferihisar’ın turistik cazibesini artıracağız, 12 mavi bayraklı plajımız varsa bunu 20’ye çıkaracağız. Kaliteli, nitelikli bir turizmi geliştireceğiz.”
Türkiye oldukça stresli bir yerel seçim süreci yaşadı. Mart’ın sonu bahar dedik ama İstanbul’a gelmeyince ülkeye bahar gelmiş olmuyor. Nihayet seçim gündemi bitti, her şey çok güzel olacak umuduyla ülke olağan yaşamına döndü. Seferihisar’da ne olacak, bunu kentin yeni Belediye Başkanı İsmail Yetişkin‘e sorduk:
– Genel bir soru ile başlayalım. Göreve yeni başladınız, nasıl bir Seferihisar düşlüyorsunuz? Başkanlığım döneminde bunu başaracağım, bunu gerçekleştireceğim dediğiniz bir hedefiniz var mı?
İsmail Yetişkin: İnsanların mutlu yaşadığı bir Seferihisar benim hayalim. Ekonominin, refahın, huzurun, her şeyin amacı budur zaten; insanların mutlu olması, yüzlerinin gülmesi. Seçim öncesinde vaat ettiğimiz projeler de bunun içindi. Seferihisar bir tarım ve turizm kenti, biz de öncelikle bu alanda insanları mutlu edecek projelere ağırlık vereceğiz. Üreticinin yüzünü güldüreceğiz, bunun için tarıma destek vereceğiz, yeni ve farklı ürünler üzerinden yeni alanlar açacağız. Turizmle ilgili Seferihisar’ın turistik cazibesini artıracağız, 12 mavi bayraklı plajımız varsa bunu 20’ye çıkaracağız. Kaliteli, nitelikli bir turizmi geliştireceğiz.
Bunların dışında insanların günlük hayatını kolaylaştıran, burada yaşadığı sıkıntıları ortadan kaldıran, azaltan çalışmalar yapacağız. Bütün bu konulardaki projelerimizi, kısa, orta ve uzun vadeli planlar haline getirip bir zemine oturttuk ve çalışmasına başladık.
Seferihisar’ın sahip olduğu bir kimlik, bir marka var: citta slow. Bunun kriterlerini biliyorsunuz. Bu kriterlerin bütününe bakarsanız, bunların da amacının aslında insanların mutlu yaşadığı, herkesin rahat nefes alabildiği, yüzünün güldüğü bir kent olduğunu görürsünüz. Esas olan bu ve biz Seferihisar için bunu hayal ediyoruz.
En önemlisi, biz bunu Seferihisarlılarla birlikte yapacağız. Önerilerini, taleplerini, şikayetlerini almak için, sorunları birinci ağızdan öğrenmek için mahalle komisyonları, komiteleri oluşturacağız. Buralardan gelen raporlara göre mahallenin ihtiyaçlarına yönelik planlamalar yapacağız. Bu katılım olmadan demokrasi olmaz, demokrasi olmadan da mutluluk olmaz çünkü.
Yeni seçilmiş bir Belediye Başkanı olarak şunu da eklemek isterim. Hiçbir ayrım yapmadan, ırk, din, dil, mezhep, parti ayrımcılığı yapmadan, herkesi kucaklayarak herkese hizmet vermeye çalışacağız.
– Seferihisar çok hızlı gelişen bir kent. Bunun artıları var elbette; ekonomik bir canlanma ortaya çıkıyor; Seferihisar nitelikli göç alıyor ve bu aynı zamanda bir potansiyel demek… Ama öte yandan da bu büyümenin getirdiği önemli sorunlar var. Bu süreci, bunun artılarını ve eksilerini nasıl yönetmeyi düşünüyorsunuz?
– Bu hızlı gelişmenin, nüfus artışının ve kentleşmenin getirdiği sorunlar var dediğiniz gibi. Trafik sorunumuz, otopark sorunumuz, kentin merkezinde düzensiz yapılaşma sorunumuz… Nüfus artışını durduramayız ama bu sorunları kontrol altında tutabilir, hafifletebiliriz. Bunun için belirlediğimiz çizgiler var. Bir kere verimli arazileri kesinlikle imara açmayacağız. Kentin şimdiki merkezinde daha fazla yoğunlaşmaya izin vermeyeceğiz, şehrin yukarı doğru genişlemesini sağlayacağız. Sığacık’ta ve sahil şeridinde yapılaşmayı sıkı kontrol altında tutacağız. Kentin mevcut merkezinde ise nefes alınabilecek alanlar yaratacağız. Şu anda yapılmış, hazır bekleyen bir bina rezervi var zaten. Daha çok insan için daha fazla yapıya ihtiyaç duymak gibi bir derdi yok yani şu anda Seferihisar’ın. Daha fazla yapı olacaksa da merkezde ya da sahil şeridinde değil, kenti yukarı doğru genişletecek şekilde, az katlı, geniş caddelerin ve sokakların arasında, geniş bahçeler içerisinde, insanların rahatça yaşayabileceği bir yapılaşma olacak.
– Bu büyümenin artıları için ne diyeceksiniz?
– Önce ekonomik anlamda şunu söyleyeyim. Şu anda Seferihisar’ın nüfusu 45.000’e dayandı. Yazlık nüfusumuz 250.000. İnsan sayısı bakımından da ekonomik bakımdan da, bu sirkülasyonu 10.000 nüfusta olduğumuz günlerle kıyaslayamazsınız. Bu ticari bir kazanç yarattı Seferihisar için, Seferihisarlı için. Esnafımızın da bu gelişmeye ayak uydurmaya çalıştığını görüyoruz. Daha fazla gayret göstermeliyiz elbette. Seferihisar’ın kalabalıklaşan nüfusunun hem ihtiyaçları hem de ekonomik durumu çeşitlilik arz ediyor. Bu nüfusu daha kaliteli, üretimimize destek olacak yöresel ürünlerle buluşturmak; ülkenin ekonomik durumunu düşündüğümüzde tabii ki ucuz ürünlerle buluşturmak çok önemli.
Diğer bir boyutu da şu. Son 10 yılda göçle gelenlerle birlikte Seferihisar’ın nüfusu iki kat arttı. Gelen insanlar arasında çok nitelikli, kente çok değişik yönlerden katkısı olabilecek insanlar var. Bu potansiyeli de iyi değerlendirmeliyiz elbette.
– Siz Seferihisar’da doğup büyüdünüz, bu değişimi daha rahat gözleme şansına sahipsiniz. Bütün bu değişimle birlikte yeni bir Seferihisarlı kimliği de doğacak mı sizce?
– Bu değişim tabii ki kaçınılmaz. Göçten bağımsız bir tarafı da var bunun. Mesela bizim kuşak ve öncesi Seferihisarlıların bir alışkanlığıdır; evi çarşıya 100 metre uzakta da olsa çarşıya arabayla gelir, arabasını park edip kahveye, alışverişe öyle gider. Arabasını park edecek yer bulamayınca da kızar. Ama bu arzuladığımız kent yaşamına uygun bir alışkanlık değil aslında. Yeni yetişen nesil ise öyle değil, birçok şeye ayak uyduruyor. Değişimin bir tarafı bu.
Bunun dışında sizin söylediğiniz, Seferihisar’a sonradan yerleşen hemşerilerimizle ilgili bir tarafı da var bu değişimin elbette. Sonuç olarak hepimiz Seferihisar’da yaşıyoruz. Burada yiyip içiyoruz, burada kazanıp burada harcıyoruz. Burada nefes alıyoruz. Düğünümüzü burada yapıyor, cenazemizi burada gömüyoruz. Esasta birer Seferihisarlı olarak bir farkımız yok yani.
Ama elbette ki herkesin kendi geçmiş yaşantısından, aldığı eğitimden, edindiği tecrübeden ileri gelen farklı nitelikleri, değerleri, birikimleri var. Bu bakımdan insanların birbirini tanıması, anlayış göstermesi, birbirine alışması gerekiyor tabii. Bu yörenin kültürüne sahip çıkıp geliştirmek, eski ya da yeni tüm Seferihisarlıların vazifesi. Yavaş yavaş bir kültür oturmaya başladı Seferihisar’da. Buna hep beraber adapte olmamız gerekiyor. Bazı eski alışkanlıklarımızdan kurtulmamız gerekiyor. Öte yandan yörenin geleneklerine ve kültürüne karşı saygılı ve anlayışlı olmamız gerekiyor. Seferihisar’da beraberce mutlu bir yaşamı inşa edebilmek için bunlar çok önemli.
– Son olarak şu konuda da fikrinizi almak isterim. Bu sayımızda insanların büyük sorunlar karşısında kendi küçük imkân ve enerjilerini bir araya getirip kendi yaşantılarından başlayarak sorunlara çözüm arayışını konu ediyoruz. Burada kooperatif modeli temel bir yere oturuyor. Seferihisar’ın da gerek tarımsal kooperatifler, gerek kadın kooperatifleri bakımından bir çabası var. Bu bakımdan kooperatiflerle yerel yönetimler arasındaki ilişki açısından eklemek istediğiniz bir şey var mı?
– Seferihisar’da Tunç Başkan zamanından beri kooperatiflere yapılan bir vurgu var. Ben o dönemde ilçe başkanıydım, grup toplantılarına katılır ve buna hep beraber karar verirdik. İnsanlara kooperatifçiliği, örgütlü olmayı, örgütlü hareket etmeyi önerdik her zaman. Ne kadar örgütlü olursanız o kadar güçlü olursunuz, emeğinizin karşılığını alırsınız, ürünleriniz o kadar değerini bulur. Bireysel olarak tek tek bir hayalin peşinden koşmak var; bir de ekip ruhuyla birlikte hareket ederek daha güçlü, daha diri bir şey ortaya çıkarmak… Biz bu yaklaşımla kooperatiflere her zaman destek olmaya, üreticimizi kooperatifler çatısı altında birleşmesi için teşvik etmeye devam edeceğiz. Bunun içinde kadın kooperatifleri de var, mandalina kooperatifleri de… Seferihisar mandalina kooperatifi SEFEKO’yu canlandırıp ayağa kaldıran, tekrar harekete geçmesini sağlayan, ticari anlamda tekrar hayata döndüren bir Belediye olduk biz. Bunun önemini onlara anlattık, çok iyi anladı ve kavradılar. Tekrar sahip çıktılar. Yeni yönetimler oluşturdular, yurtdışına ihracata bile başladılar. Kadın kooperatiflerimizin ürünlerini pazara sunmak için bizzat Belediye olarak rol üstleniyoruz. Seferihisar Belediyesi olarak yurtdışı ve yurtiçi gezilerimizde ya da gelen misafirlere kooperatiflerin ürünlerini hediye ederek tanıtımlarına destek olmaya çalışıyoruz. Bu konuda Büyükşehir Belediyesi’nin de yaklaşımı çok olumlu zaten. Hep birlikte köylümüze, üreticimize elimizden gelen desteği vereceğiz.
– Çok teşekkür ederim vakit ayırdığınız için.
Bir cevap yazın