Üstte gördüğünüz fotoğraf 1932 yılında Seferihisar’da çekilmiş. Ortadaki paltolu ve fötr şapkalı kişi Seferihisar’ın ilk kaymakamı Fahri Bey. Yanında kentin diğer ileri gelenleri, şimdiki Nüfus Müdürlüğü’nün orada bulunan Tayyare Cemiyeti’nin önünde gururla poz vermişler. Bu gurur boşuna değil. Bir sene önce Seferihisarlıların gönüllerinden kopanlarla bir uçak almış Cemiyet ve genç Cumhuriyetin filosuna katmış. Fotoğrafı hemen aşağıda: Seferihisar Tayyaresi…
30 Ağustos 1931 tarihli Anadolu gazetesi “Bugün Yeni Tayyarelerimizin Adı Konuyor” başlığıyla haberi baş sayfadan görmüş. O yıllarda 30 Ağustos hem Zafer hem de “Tayyare Bayramı”. Haberdeki fotoğraf da Seferihisar Tayyaresi’ne ait. İç sayfada devam eden haber, tayyarelerin isimlerini taşıdıkları kentler üzerinde dolaşırken aşağıya renkli kağıtlar atıldığını ve kağıtlarda şu notun yazılı olduğu bilgisini veriyor: “Kardeş: Kurtuluş yolunun ışığı tayyaredir. Ona var kuvvetinle yardım et!”
Tüm bunlar bazı okurlarımıza garip bir hikâyenin parçaları gibi gelebilir. Bir cihan harbinin yıkımının ve Kurtuluş Savaşı’nın kayıplarının ardından Osmanlı’nın enkazı arasından kurulan genç Cumhuriyetin nasıl bir seferberlikle ve elbirliğiyle inşa edildiğini unutanlar için, bu hikâye anlaşılmaz gerçekten.
Şöyle hatırlatalım. Tayyare Cemiyetleri genç Cumhuriyetin havacılık sanayisini kurmak; askeri ve sivil havacılığın gelişmesini sağlamak için bizzat Atatürk tarafından 1925 yılında kurulmuştu. En büyük kaynağı da halkın destekleriydi. Yapılan doğrudan bağışların yanı sıra şehirlerin kendi arasında para toplayıp uçak alması bir seferberliğe dönüşmüştü. Toplanan bağışlarla 10 yıllık bir sürede 229 uçak alınmıştı.
Burada sözü Seferihisarlı gazeteci Saadet Erciyas’a bırakalım:
“Kampanyanın başlamasıyla İzmir ve Adana büyük bir yarışa girmiş. İlk bağış uçak şerefi Ceyhan’a ait. Ceyhan’ı 1926’da İzmir izliyor. Daha sonra yarış İstanbul ve İzmir arasında sürmüş. Kampanya sadece iller arasında kalmamış, esnaf grupları, dönemin sivil toplum örgütleri, kadınlar, gayrimüslim cemaat kendi aralarında topladıkları paralarla kuruma uçak alınmasına katkı sağlamışlar.”
“Ankara’daki Türk Hava Kurumu Basımevi’nde uzun yıllar yöneticilik yapmış, tarih araştırmacısı Mustafa Kılıç’tan bilgi alıyoruz. Kılıç, ‘Türk insanı kaynakların sınırlı, ekonominin sıkıntılı olduğu yıllarda bile yardımseverliği, inançları uğruna yaptığı fedakarlıklarla bir kere daha büyüklüğünü gösteriyor. Evlilik yüzüklerini, altınlarını, tarlasını, büyük-küçükbaş hayvanlarını bağışlıyor’ diyor.”
Her 30 Ağustos’ta bağış yapan il ve ilçelerde uçaklara ad koyma töreni yapılırmış. Törenlerde kurdeleyi kesmek için de bir yarış olur, açık artırma düzenlenirmiş. Cumhuriyet filosunun yeni uçaklarda göklerde süzülürken, bağış yapan kentlerin yurttaşların göğsü kabarırmış.
Seferberlik yarışı bir süre sonra İzmir ile İstanbul arasında devam eder olmuş. En fazla uçağı alan, ilçeleriyle birlikte İzmir olmuş. Sadece kentler değil, İzmirli tütüncüler, rençberler, kadınlar, mektepliler de ayrıca uçak bağışında bulunmuş.
Mustafa Kılıç’a göre, o dönem halk tarafından alınan uçaklar döneminin en son teknolojisine sahip, bugünün F-16’ları ayarında uçaklarmış.
Türk Tayyare Cemiyeti 1935’te Türk Hava Kurumu’na dönüştüğünde de halkın katkılarıyla havacılığı destekleme geleneği devam etmiş. THK’nın 2013 yılına kadar devam eden kurban derilerinin toplanmasındaki imtiyazının kökeninde de bu gelenek var. İmtiyazın dönemin Başbakanı tarafından kaldırılmasıyla, o tarihe kadar THK tarafından %50’si Kaymakamlık ve Valilik denetimindeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na, %40’ı THK’ya, %4’ü Kızılay’a, %3’ü Çocuk Esirgeme Kurumu’na, %3’ü Diyanet’e bırakılmak üzere toplanan kurban derileri, tarikat ve cemaat yurtlarına gider olmuş.
Başa dönersek, bu fotoğrafların hikâyesi böyle. Fotoğraftaki yüzlere yansıyan gurur ve vakur duruş, sadece fotoğraftaki kişilerin değil, aynı zamanda genç Cumhuriyet’in kuruluşunda bir tuğla da bizden diyen tüm Seferihisarlılara ait.
Tayyare’nin Seferihisar semalarından bıraktığı bildiri:
“Hamiyetli Seferihisarlılar
Kasabanızın ismini saf ve temiz semalarınıza yükselten ben; sizin seve seve Tayyare Cemiyeti’ne verdiğiniz paralarla alındım.
Bugün kasabanızın üzerinde sizi hürmetle selamladığım gibi, yarın dahi hayat ve namusunuzu, bereketli topraklarınızı ve teneffüs ettiğiniz saf havalarınızı muhafaza ederek size zafer haberleri getireceğim.
Var olun, mesut yaşayın
Hamiyetli Seferihisarlılar..
Seferihisar Tayyaresi”
KAYNAKLAR___
– Fotoğraflar: Özay Malkaya ve “Eski Seferihisar ve Seferihisarlılar” Facebook grubu
– Saadet Erciyas, Seferihisar’ın Çınarları,
Bir cevap yazın