Kapı tam üç kez çaldı.
Sokakta rüzgar yoktu.
Tam üç kez sessizlik oldu.
Pimapen kapılı tek katlı bir evde; dört kadın, üç çocuk ve demli çay…
Üç adam, dört asker,iki sivil…
Ev doldu yeniden.
Taştı pencerelerden anlaşılamayan bir gürültü…
Kadın bağırdı zamanın ve sesin hızını aşıp “niye geldiniz?..”
Üç kez yine sessizlik oldu.
Sivil adam asker adamı hafifçe öne itti. “Bişey demeye geldik” dedi. “Niye geldiniz?” diye gürledi kadın; içi aktı sonra. “Bişey demeye geldik” dedi asker tekrar. Sonra bir şey diyemedi.
Bir çocuk vurmuş sahile. Biri vurulmuş, biri acıkmış, biri susamış, biri boğulmuş. Binlerce çocuk olmuş, dizlerinin bağından kopmuş savrulmuş. Av düzenliyor sanki birileri kör karanlıkta. Ateş açmış kime gelirse ya bismillah diye. Anonslar “herkes ölüsüne sahip çıksın” şeklinde. “Merhaba, ben yaşamak” diyen kimse yok.
Bir kadın var meydanda Arapça bağırıyor, hiç susmuyor. Göğsünden fırlatacak gibi içine tekrar sokamadığı çocuğunu. Kos adasına kaçanlar kımıldamayan bir geminin içinde yaşıyorlar. Gemi hiçbir yere gitmiyor. Belki bir gün gider. Kadınlar yalnızlık doğuruyor, açlık doğuruyor. Erkekler çaresizlik ve öfke… Suda batmayan yelekler kapış kapış her arada. Yeni bir rant oluşmuş sahil bölgelerinde. Her ölüm şeklinin bir rantı var.
Dün dertleştiği komşusuna küfrü savurup, bıçağı çekip… Anladı mı acaba bıçağı kime sapladığını? Kanın kime bulaştığını? Hiç anlamadı. Ruhu gurulduyor çünkü. Asla doymayan bir açlık var onda. Kimse onu ciddiye almadı. Tek dert bu işte; insan gibi var olamamak. İnsan olmayı öğrenememek.
Niye hiç dışarı çıkmadığımı anladın mı? Ya da niye bu kadar erken geldiğimi? Niye bahçemde arkadaşlarım, hayvanlarım ve çocuklarımla oturduğumu? Bunu gerçekten anladın mı? Televizyonu neden kapattığımı… Tuzlu sularla yıkanıyorum derken… Ne demek istediğimi anladın mı? Yanmamak için. Sen hiç kederden yanmadıysan ben ne yapayım? Herhangi bir şeyden yandın mı? Görünmüyor da…
Kendini kuyulara atan bir ağıt yükseliyor geceleri. Uğulduyor. Belki de kayıp nefesleri uğurluyor. Şimdi yaz kış pencereleri niye açık tuttuğumu anladın mı? Ölümler de kimsesiz kalır çünkü. Bu vebal de ağırdır, herkesin insanlık hanesine yazılır.
Nasıl temizlenecek bu kan, gözyaşları temizleyemez bu ağır lekeyi. Her şeyi tekrar öğrenmeliyiz. Sarılmak içinse tekrar sevmeyi…
Bir cevap yazın